14 Mayıs 2015 Perşembe

UYANIK VE EVRENSEL,BİR İSLAMİ HAREKETİN ÖZELLİKLERİ.

-Evrensel ve yerel İslâmi hareket arasındaki fark nedir?

-Şer’an İslâmi hareketin evrensel mi yerel mi olması gerekir?
Bu konuyu dört noktadan inceleyelim:

Birincisi:

Herhangi bir İslâmi hareketin elbette ki bir başlangıç noktasının olması gerekir. Fakat başlangıç noktasının olması, bu noktanın çalışma alanı olmasını gerektirme/. Nitekim, peygamberimiz 
(S. A. V.)’in risaleti yüklenmedeki başlangıç noktası Mekke idi. Fakat Hilâfct’in yani İslâm Dcvlcti’nin yıldızı Medine’de parladı. Buna rağmen maalesef günümüzde bir çok İslâmi hareketin başlangıç noktası çalışma alanı olarak kalmaktadır, başka yerlere intikal etmemektedir.

Bundan dolayıdır ki İslâm alemine baktığımızda her ülkeye ait bir İslâmi hareket bulunmaktadır. Türkiye’de “Refah Partisi" Tunus'la “Uyanış Partisi , Cezayir'de “FIS", Pakistan'da “İslam Cemaati” gibi.

Bir İslâmi hareketin çalışma alanı bölgesel, yerel bir şekilde sınırlı olursa kontrol edilmesi ve hatta yok edilmesi kolay olmaktadır. Bir yangın gibi. Eğer yangın başladığı yerde sınırlı kalırsa onun söndürülmesi daha kolay olmaktadır. Fakat, farklı yerlere sirayet etmişse o yangının kontrolü ve söndürülmesi öyle kolay olmamaktadır. İslâmi hareket de yerel, bölgesel değil de evrensel olursa kontrol edilmesi ve yok edilmesi kolay ve hatta mümkün olamaz.

Kâfirler ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isteseler de Allah (c.c.) nurunu tamamlayacaktır.
 “Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kafirler istemese de Allah nurunu mutlaka lamamlayaeaklır.” (Tcvbe: 32)

İkincisi;

İslâmi Hareket’in yerel olması halinde eğer başarılı olursa başarısı sadece o bölgede kalmak zorunda olacaktır. Zira, halklar vc ülkeler İslâm davasını yüklenmek ve İslâm devletinin yükünü kaldırabilmek açısından aynı değildir. Buna göre başlangıç noktası İslâm Devleti'ni korumak için uygun olmayan bir yer ise İslâmi hareketin davayı orada yüklenmekte ısrarcı olması, baştan kaybetmesinin yanı sıra siyasî bir intihar olur.

Peygamber (S.A.V.) Mekke toplumunun İslâm daveti karşısında donduğunu görünce başka toplum aramaya başladı. Bu arayışı esnasında İslâm Devleti'nin yükünü taşıyabilecek toplumlara özen gösteriyordu. Bu nedenle bugün de kendisini dahi koruyamayacak çapta ufak devletçiklerin hâkim olduğu küçük ülkeler İslâm devletinin kurulması için uygun değillerdir. Çünkü, İslâm Devleti risalet devletidir. İslâm davetini alemin her tarafına cihat yoluyla taşıması onun asıl işidir. Bunun için İslâm Devleti alemde birinci devlet olmak zorundadır. Kendilerini dahi koruyamayacak çapta küçük ve zayıf devletçiklcr-ülkeler bu misyonu nasıl üstlenecekler?!!

Bu demek değildir ki o ülkeler ihmal edilsin ve oralardaki halkların davayı yüklenmek mecburiyetleri yoktur. Elbette ki o halklar da davayı yüklenmek mecburiyetindedirler. Oralarda da çalışma yapılır, dava yüklenilir. Ancak bu iş oralarda Devleti kurmak kastı ile değil de başka bölgelerdeki çalışmalara endeksli olarak yürütülür.

Üçüncüsü:

İslâmi hareketin evrensel olması durumunda, İslâm Devleti kurulduktan sonra halkı Müslüman ülkeleri birleştirebilmek daha kolay olur. Çünkü, evrensel İslâmi hareketin o ülkelerde elemanları olur. Bu elemanlar o ülkelerdeki kamuoyunu İslâm Devleti ile birleşmeye hazırlarlar. Böylece, fazla kan akıtılmadan ve husumetler oluşmadan o ülkeler İslâm Devleti'nin Tevhit bayrağı altında birleşebilirler. Çünkü o ülkelerdeki kamuoyuna evrensel İslâmi hareketin fikirleri, kavramları yabancı gelmez. Zira, o hareketin elemanları zaten o toplumdandırlar ve o toplum içinde fikirlerini ve kavramlarını taşımaktadırlar. Böyleee, toplum tarafından yadırganmazlar. Ayrıca, kafirlere milliyetçilik gibi daha çok içgüdülere dayalı akımlar ve anlayışlar da istismar etme fırsatı verilmiş olmaz.

“Onlar düzen kurarken, Allah da düzenlerini bozuyordu. Allah düzen yapanların en iyisidir.” (Enfal.3O)

Dördüneüsü:

İslâmi hareketin evrensel olması, uluslararası siyasî olayları ve haberleri daha dakik bir şekilde takip etmesini kolay kılar. Ayrıca, diğer yerel İslâmi hareketleri, liderlerini ve fikirlerini daha yakından izleme fırsatına sahip olur. Bu nedenle herhangi bir kişi hakkında bir değerlendirme yaptığında bu değerlendirme yüzeysel olmaz, derin ve kapsamlı olur. Yani aydın olur. Halbuki diğer yerel İslâmi hareketler başka bölgelerdeki hareketler ve liderler hakkında ancak medyadaki ve kendi toplumlarında buldukları bilgilerle değerlendirme yapmaya mahkumdurlar. Bu ise sağlıklı değerlendirme olamaz. Çünkü, o bilgileri o topluma taşıyan medya genelde kâfir ve fasıkların elindedir. Onların taşıdıkları bilgiler ile zalimler adil, adiller zalim, yanlışlar doğru, doğrular da yanlış
olarak değerlendirilebiliyor, böylece de büyük zulümler işlenmiş oluyor.

“Ey İnananlar! Eğcr yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun içyüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize pişman olursunuz.” (Hucurat. 6)

İslâmi hareketin evrensel olması, dünyanın her tarafında Müslümanlara karşı yapılan tüm tuzakları, planları keşfedip bunların suya düşürülmesini sağlar. Böyleee, evrensel İslâmi hareket ümmetin dünyadaki gözü kulağı olma sorumluluğunu üstlenir. Resulullah (S.A.V.)'in talep ettiği sorumluluğu eda eder.

“Her biriniz çobansınız ve her biriniz güttüğünüzden sorumlusunuz. "

Ayrıca İslâmi hareketin evrenselliği, İslâm davasının evrenselliğinin gereğidir. Zira İslâm tüm insanlığa gelmiştir. İslâm Devleti ve ümmeti bunu tüm insanlığa taşımakla sorumlu bir risalet ümmeti ve devletidir. İşte bu sorumluluk İslâmi hareketin evrensel olmasını zorunlu kılmaktadır. İşte İslâm'ın evrenselliğini ve ümmetin evrensel sorumluluğunu ortaya koyan ayeti kerimeler:

 “Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci vc uyarıcı olarak göndermişizdir.” (Sebe:28)

 "Siz, insanlar için ortaya çıkarılan, doğruluğu emreden, fenalıktan alıkoyan Allah’a inanan hayırlı bir ÜmmetSİnİZ.” (Ali İmran:llO)
“Böyleee sizi insanlara şahid vc örnek olmanız için tam ortada bulunan bir Ümmet kıldık” (Bakara:I 43)

Dr. Osman Kul
Şaban 1418 - 1997 Aralık


1 yorum:

  1. Bir İslâmi hareketin çalışma alanı bölgesel, yerel bir şekilde sınırlı olursa kontrol edilmesi ve hatta yok edilmesi kolay olmaktadır. Bir yangın gibi. Eğer yangın başladığı yerde sınırlı kalırsa onun söndürülmesi daha kolay olmaktadır. Fakat, farklı yerlere sirayet etmişse o yangının kontrolü ve söndürülmesi öyle kolay olmamaktadır. İslâmi hareket de yerel, bölgesel değil de evrensel olursa kontrol edilmesi ve yok edilmesi kolay ve hatta mümkün olamaz.

    Kâfirler ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isteseler de Allah (c.c.) nurunu tamamlayacaktır.
    “Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kafirler istemese de Allah nurunu mutlaka lamamlayaeaklır.” (Tcvbe: 32)

    YanıtlaSil