13 Mayıs 2015 Çarşamba

İSLÂM AŞIRILIK VE ILIMLILIK DİYE BİRŞEY TANIMAZ

Kâfirler,islama ve müslümanlara pek sinsi uslüplerle saldırmaya devan etmektedir. 

Direkt Islâm’ı kötülemeye çalışmazlar, indirek ve birçok müslümanları anlamadığı uslüplerle kötülerler. 

Bununla birlikte, Müslümanları birbirlerine düşürürler.islam devletine talip olanlara aşırı derler.Yinede küfür ideolojilerine dayalı olan demokratik yolu kabul etmeyenlere aşırı derler.

Bir müslüman islam devletine talip değilse,sadece  kendi ibadetiyle ve taklidi imanıyla yetinenlere muhafazakar derler.Ayrıca bunlara ılımlıda derler.islam devletini kabul edipte demokratik yolla çalışanlarada ılımlı derler.

Böylece müslümanları taksim ettiler.Buna binaen, bazı müslümanlar bu isimlendirmeyi kabul edip kendilerini ılımlı sayıp aşırı olarak nitelenen müslümanlara savaş açtılar. Bunlara, yazar, çizer, alim veya düşünür denilir. Televizyon, radyo, basın ve değişik konferans ve panelde görülürler. Halbuki, İslâm böyle adlandırmayı kabul etmez. 

Islâm tektir, bölünmez. Islâm’ı temsil eden Kur'an ve sünnettir. İçmaî sahabe Resulun bir sünnetini ortaya çıkartır. Şer’i Kıyas ise, Kuranda ve sünnetteki illetlere göre kıyas yapmaktır. Müslümanlar bunları ya doğru ya da yanlış anlarlar. Yine de ya doğru ya da yanlış şekilde uygularlar. Fakat, İslâm değişmez yanlış anlayan veya uygulayan o suclu veya kusurlu sayılır.Fakat islam suçlanamaz.

İslam’ı doğru, güzel ve adaletli bir şekilde uygulayan Allah’ın Resulü dür, Bu nedenle Kuranı anlamaya ve uygulamaya çalışırken Resul (sas) bakarız.ondan sonra sahabelerine ve özellikle Raşidi Halifelerine bakarız.Çünkü Allah ve Resul’ü onları övüp onların sadık ve felaha kavuşanlar olduklarını beyan etmiştir.
Resulullah sas ve sahabeleri,kuranda beyan edildiği gibi kafirlere,liderlerine,siyasetlerine,içraatlarına geleneklerine çatmış onları teşhir edip kötülemiş onları terk etmeye ve Islâm’a girmeye davet etmiştir, La ilahe illalah olan Allah’ın hakimiyetini tesis etmeye çalışmıştır. 

Kureyş’e tavîs göstermeyip yumuşamamıştır. Onların koalisyonlarına katılmayı ve hatta onların rejimlerinde kral olunmayı ret etmiştir. Uzlaşmayı kabul etmeyip onların İslâm’a inanmaları veya İslâm hakimiyetine boyun eğmeleri üzerinde ısrar etmiştir. Böylece, Medine’de İslâm Devleti kuruluncaya kadar devam etmiştir. 

Devleti kurduktan sonra küfür rejimlerine karşı silahlı çatışma olan Cihadı eklemiştir. Bütün bunlarla ilgili yüzlerce ayet ve binlerce hadis vardır. İslâm budur. Bu yolu izlemek isteyene nasıl aşırı denilir. Öyleyse Resulüllah ve sahabeleri aşırı idiler!.. Bu yolu izlemeyene nasıl ılımlı denilir? Bunlara tavizkâr ve günahkâr, zalim ve fasık denilir. Çünkü, İslâm onlara bu ismi vermiştir. Ancak, demokrasiye inanan ve şeriatın uygulanmasını ret eden veya bu asır için elverişli olmadığını söyleyenler kâfir olurlar.

Devlet kurduktan sonra, Taif adlı kenti fethetmeye çalışmıştır. Onu kuşatmış, fakat fethedememiştır. Medine’ye döndükten sonra Taif halkı korkup Resulüllah’a bir heyet göndermiştir. Bu heyet Resulüllah (S.A.V.)’e şöyle demişlerdir "Şayet ilahımız olan Lat’putunu (veya anıtını) yıkmaz ve namaz kılmaktan bizi muaf tutarsan İslâm’a girip TaiFi sana teslim ederiz." Resulüllah (S.A.V.) hep bunu ret etmiştir. Bunu üç seneye indirmişler Resulüllah (S.A.V.) yine ret etmiştir. Bir seneye indirmişler, hatta bir ava indirmişler, fakat Resulüllah (S.A.V.) hep bunu ret etmiştir.

 Resulüllah (S.Av.)’in bu tutumuna aşırılık mı denir? Yoksa İslâm’i tavır mı denir? İnsanlar ya İslâm’a girer Müslüman olur, ya İslâm’ın hakimiyeti altına girerler veyahutta onlarla savaşın demesi aşırılık mı yoksa İslâm’i tavır mıdır? 

İslâm değişmez, onun metodu da Yani, onu uygulamak ve ona davet etmek için şer’i hükümlerle sabit olan yol değişmez.
Deve,at,kılıç ok vs araçlar değişir.Bu gün araba,ucak,füze,tank vs kullanılır.
Fakat,bu araclarla islama davet ederiz.Demokrasi arac ve gerec  değil islam metoduna aykırı olan küfür metodudur.

 Nıtekım, Mekke de demokrasiye benser bir sistem vardı. Bu nedenle, Resulüllah (S.A.V.)’in kendi rejimlerine ve koalisyonlarına katılmasını ve onun başkanı olmasını istemişler.Herkesin dinine bağlı olacaktır.Fakat, islam hakim olmayacak,Darun nedve meclisinde ne karar alınırsa ona uyulacaktı.Resulullah sas bunu ret edip sadece islama dayalı rejimin kurulması ve islamın uygulanması üzerine ısrar etmiştir.

Bu Islâm'ın metodur. Her müslümanın metodudur. Başka metod yoktur. Aşırılık veya ılımlılık veya muhafazakârlık diye bir şey yoktur. Kurana ve sünnete her inanana müslüman denilir. Bu, Müslüman ya takvalı olur ya takvasız. Takvasıza fasık ve zalim denilir. Fakat, aşırı veya ılımlı diye bir şey yoktur.

1 yorum:

  1. Nıtekım, Mekke de demokrasiye benser bir sistem vardı. Bu nedenle, Resulüllah (S.A.V.)’in kendi rejimlerine ve koalisyonlarına katılmasını ve onun başkanı olmasını istemişler.Herkesin dinine bağlı olacaktır.Fakat, islam hakim olmayacak,Darun nedve meclisinde ne karar alınırsa ona uyulacaktı.Resulullah sas bunu ret edip sadece islama dayalı rejimin kurulması ve islamın uygulanması üzerine ısrar etmiştir.

    Bu Islâm'ın metodur. Her müslümanın metodudur. Başka metod yoktur. Aşırılık veya ılımlılık veya muhafazakârlık diye bir şey yoktur. Kurana ve sünnete her inanana müslüman denilir. Bu, Müslüman ya takvalı olur ya takvasız. Takvasıza fasık ve zalim denilir. Fakat, aşırı veya ılımlı diye bir şey yoktur.

    YanıtlaSil