21 Mayıs 2015 Perşembe

KÜFÜR YASALARI İSLAMİ BİR HÜKÜMLE MEŞRULAŞTIRILAMAYACAĞI GİBİ ÇALIŞMASINI YAPMAKTA CAİZ DEĞİLDİR.

İslamın hayattan kaldırılışı ile beraber müslümanlar büyük bir acziyete düştüler. Üzerlerine gelen saldırılardan korunamadıkları gibi İslâmî düşünce ve fikirler hayatlarından tek tek silinerek yerine küfrün düşünce ve fikirleri mefhumlaştırıldı. Ve bu gün ümmet bulunmuş olduğu bu hale rıza gösterir bir haldedir. Hatta bulunmuş oldukları bu günkü hallerine İslâm‘dan deliller getirme yoluna dahi girmektedirler. Misyonerlerin de gayretli çalışmaları neticesinde müslümanlarda herşey küfür sistemlerine göre ölçme hastalığı zuhur etti.

İslâm beldelerinde askerî güçle beraber beyinsel güce de el atan kâfir sömürgeci güçleı varlıklarını kaim kılabilmek için elde ettikleri nüfuzla düşünce ve fikirlerini İslâm ümmetine lanse etmektedirler. Artık küfrün fikirleri ümmet üzerinde etkisini gösterir hale geldi. Sinsice mayalanan bu fikirleri müslümaniar savunur oldular. Biraz daha ileri giderek kaynağın İslâm’dan bulmaya çalıştılar. “En güzel demokrasi İslâm'dadır,” “Cumhuriyet cumhur kelimesinden türer,” “Laiklik kelimesi Kur’an'da da geçmektedir,” gibi düşünceleri İslâmî: desteklemenin yoluna gittiler.

Müslümanların bu hal içerisine nasıl düştüklerini burada izah etmeye gerek duymuyorum Çünkü defalarca dergide yayınlanan bir çok konuda bunlara değinildi. Burada müslümanların günümüzde yapmış oldukları büyük bir hataya dikkatlerini çekmek istiyorum.

Müslümanların nezdinde İslâmın netliği, berraklığı, billurluğu kaybolunca ölçüler de yerini değişti. Hayatlarını bulunmuş oldukları ortamın vakıasından esinlenerek çizen müslümanlar İslâmı da bu vakalardan esinlendikleri, düşünce ve fikirlere göre yorumlamaya çalıştılar.

Faizin haramlığını belirli şartlarda ve ortama göre helâllaştırdıkları gibi, üzerlerine hükmeder yasalarında meşruluğunu ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Hatta İslâm adına yaptıkları çalışmaları yasal ve tüzüksel olarak küfür sistemlerine göre düzenledikten sonra bunun İslâm’da meşruluğunu iddia eder oldular. Resulullah (S.A.V.)’in “Hudeybiye anlaşması” ve “Yusu (A.S.)’la ilgili iddialar” v.b. küfür yasalarıyla çalışmayı cevaz kılar olarak algılandı.

Bu ve buna benzer bir çok iddialarda müslümanların İslâmî olarak düşünmediklerini görürüz Hatta vakıalar üzerinde tefekkür etmedikleri de ortadadır. Şöyle ki; İslâm başlı başına bir hayat nizamıdır. İdeoloji oluşu diğer nizamlardan tamamen farklı oluşunu gösterir. Akidesinde diğer bütün nizamlarla çatışır. Allah’tan başka ilah, kanun koyucu, hükmedici olmadığını ilan ederek yeryüzündeki bütün nizam ve yasaları ta baştan reddeder. Kendi sultasından başka da bir sulta tanımaz.

Allah (c.c.) bu konuda şöyle buyuruyor:

“...Kendi hakimiyetine kimseyi ortak kılmaz.” (Kehf: 26)

Küfür sistemleri ve yasalarının İslâm’da uygunluğunu aramak o sistemleri ve yasaları meşrı kabul etmek anlamına gelir. İnsanoğlunun yapmış olduğu herhangi hir nizam ve yasayı kabul etmek Allah nezdinde şirktir.

Günümüzdeki nizam ve yasalar üzerinde tartışmak dahi o yasaların varlığını kabullenme! olur. Müslüman için gerekli olan onların tümünü reddetmektir. Ancak onların birer pislik olduğunu aleme taşıma maksadıyla onlar üzerinde durulabilir. Allah (c.c.) Resulü vasıtasıyla < günün düzenlerine böyle çattı. Resul (S.A.V.) cahiliyye hükümlerini hiç bir nizam, yasa altına girmeden sadece ve sadece Allah’tan gelen nizam ile yok etti. Hatta hicret eden bir çok müslüman gittikleri ülkelerdeki hiç bir yasa ve nizamı onaylamamıştır. Bunun en açık örneği Habeşistan olaylarıdır.

İslâm’ın başka yasalara delil gösterilemeyeceği gibi, İslâm başka otoriteleri kendi üzerindi hükümran olmayı asla kabul etmez. Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:

“Allah mü’minler üzerinde kâfirler için herhangi bir otoriteyi kabul etmez.” (Nisa:141)

Öyle ise, ey müslümaniar; küfür nizam ve yasalarını İslâm’la meşrulaştırma olayından vazgeçin. Allah (c.c.) sizden istemiş olduğu şu emre riayet edin ki dünya ve ahirette felaha erenlerden olasınız.

“Fitne (sapıklık, zulüm ve küfür) kalmayıncaya ve yalnız Allah’ın dini hakim oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçecek olurlarsa şüphesiz Allah, yapmakta olduklarını görendir.” (Enfal:39)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder