17 Nisan 2015 Cuma

MÜSLÜMANLAR KENDİLERİNDE MEVCUT OLAN RUHANİ GÜCÜ İDRAK EDİP MADDİ GÜCE DÖNÜŞTÜRSÜNLER

İslâm Hilâfet Devleti yok olunca hayat sahnesinden uzaklaşmıştır. Fakat bütün müslümanlar ve İslâm'a hizmet etmek için kurulan İslâmî teşkilatlar nezdinde İslâm ruhanî bir güç olarak devam etmiştir. Lâkin bu ruhanî gücün maddî bir güce dönüşmesi gerekir ki İslâm, hayat sahasında bir güç ve bir sistem haline gelebilsin. Bu husus gerçekleşmez ise, hiç bir zaman İslâm hayat vakıasında bulunmaz, hayattan uzak kalacak ve onun hayat sahasında var olacağına dair istek, bir temenni ve bir rüya olarak devam edecektir.

Ruhanî güç maddî güce dönüşünce, içeride ve dışarıda karşıt büyük güçler ve küçük güçler bunun muvacehesinde bulunacaklar. Siyaset ve din alanlarında saptırıcı ve aldatıcı kimseler buna karşı bir hamle düzenleyecekler. Ayrıca topluma ve insanların beyinlerine egemenliğini sağlamış olan küfür fikirlerinin güçleri buna karşı hemen harekete geçecektir. Bütün bunlar çatışmak için gerekli olan tüm araçlara sahip olan birer maddî güçlerdir. Bunların arkasında kâfir sömürgeci güçler durmaktadır. Hatta bütün tamahkâr kâfir devletler onların yanındadır. Bu nedenle ruhanî gücün maddî güce dönüşmesinin zaruretini ve ehemmiyetini idrak etmemiz gerekir. Fakat önce bunun manasını kavramak lazım.

Bir takım İslâmî kitleler ve müslümanlardan bazı şikayetler, İslâm'ın ruhanî güçten maddî güce dönüşmesini sağlamak için bazı teşebbüslerde bulundular. Maalesef başarısız oldular. Çünkü bu dönüşme operasyonunun adamlar ve araçlar gibi elle tutulur maddî güçleri hazırlamakla gerçekleşeceğini zannettiler. Yine makam ve otorite sahihlerinden yardım almakla gerçekleşeceğini sandılar. Üstelik zorluğu ve meşakkatleri aşma konusunda sebatlık göstermediler. Bundan dolayı İslâm, sırf ruhanî bir güç olarak sürmüştür.

Şu anda bazı samimî iradeli ve İslâm'a tam bağlı olan İslâmî hizipler, ruhanî gücü maddî güce dönüştürme çabasındadır. Çünkü ümmette mevcut olup depo edilmiş ve potansiyel güç olarak bulunan ruhanî gücü müslümanlara kavratmak için son çaba sarfetmektedir. Müslümanlar kendilerinde mevcut olan bu ruhanî gücü tam kavrarlarsa bu güç maddî güç olur.

Buna göre bu İslâmî hizipler bu çalışmadan dolayı kendilerine dokunacak tehlikelerin farkındadırlar. Böylece kendilerinin büyük ve çok güçlerin saldırılarına maruz kaldıklarını idrak ederler. Bu nedenle meşakkat ve zorlukların artması ve yükün daha fazla ağır gelmesi doğaldır. Bu hiziplerin gençleri, bu durumu pratik şekilde idrak edip mücadelenin bütün maksatları ve zorluklarına katlanmalılar.

Şüphesiz ki bu hiziplerin benimsedikleri ruhanî gücün düşüncesini pratik şekilde kavrayıp mensuplarında yerleşince, ruhanî güç maddî güce dönüşmeye başlamıştır. Bu sebeble içerideki karşıt maddî güçler bunu hissetmeye başlamış ve böylece kendilerine savunmak için ciddî tedbirler almaya başlamıştır.

İç karşıt güçler, İslâm'ın ruhanî güçten maddî güce dönüşmesini idrak etmeyip, sadece dışandaki güçlerden kendilerine baskı geldiği için İslâm düşüncesini ve ona davet edenleri vuruyordu. Nitekim bu günlerde sömürgeci kâfir devletler, İslâm düşüncesini ve onu taşıyanları vurmak için İslâm memleketlerinin yöneticilerine baskılarını artırmıştır. Hatta şu anda bu yöneticiler, İslâm düşüncesini benimseyen hizipler ve şahsiyetlere karşı kinlerini ve buğzlarını dehşetli şekilde göstermeye başlamıştır. Bu hususlar daha önce tahmin ediliyordu. Fakat şu anda belli etmeye başlamıştır. Bir çok konferans düzenlemişlerdir. Son konferans ise Mısır’da Şarm-ı Şeyh’te yapılmıştır. Ayrıca din ve siyaset alanında aldatıcı ve saptırıcı güçlerin bu hizipleri ve samimi gençlerine karşı hasetleri göğüslerini dolduracak ve yakacaktır. Gerçekten de bu olmaktadır. Alim veya hoca veya başka ad altına bürünüp din alanında çalışan bazı kimseler; gazetede, dergide yazı yazarak veya radyo ve televizyonlarda yorum yapan veya konuşma yapan veya partilere mensup olup da siyasete intikal eden bazı kimseler bu samimî hiziplere ve gençlerine karşı alenen kin püskürtmeye başlamışlardır.

Bütün bunlara rağmen diğerlerinin açıkça tutum almaları ve gaddarca saldırmaları, birer müjdeler ve başarıların işaretleridir. Çünkü İslâm'ın ruhî gücünün etkisini hayat vakıasında görmeseydiler böyle davranmazlardı.

Bundan hareket ederek onların kinlerini, buğzlarını ve hasetlerini artıracak cüretli işleri yapmak lazımdır. Samimî hiziplerin ve gençlerinin derince fikirlerini kavramaları ve bunu diğerlerine göstermeleri gerekir. Nitekim dayanıklık, sebatlık ve erkekçe tutum almakla ruhanî gücü maddî güce dönüştürme operasyonunu gerçekleştirmede büyük rol oynar. Düşünce ve faaliyet yapma konusunda inat ve ısrar göstererek ve cesur hareketler yaparak o kindarlara kalplerinde korku ve panik yaratmak ve müslümanlardan bu şekilde takdir almak gerekir. Fakat bütün bu davranışlar İslâm akidesine ve davasına iman etmekten kaynaklanmalıdır ve yalnız bu akideye dayanarak olmalıdır. Bunların tutumu tam akaîdî ve ideolojik olmalıdır. O zaman hareketin yürüyüşü çizilen yola tabii olarak yürür. Böyle olunca ruhanî gücün maddî güce dönüşmesinde gelişme hızlanır ve onun ağırlığı artar. Nihayet diğer güçleri ezip geçer, gayesini gerçekleştirir ve baş gayesi olan Allah'ın rızasını elde eder.

Bir düşüncenin gerçeği varsa ve olaylara indirilirse,sahipleri nezdinde bir mefhum olup etkili bir güce dönüşür. Bu şekilde olmazsa sırf bir bilgi olarak kalır ve hiç bir zaman güç haline gelmez. Yine düşünce maddî veya manevî ise onun etkisi geçicidir. Maddî düşünce, sırf insanın menfaati ve şehvetlerini gerçekleştirmeye yöneliktir. Manevî düşünce övünmek, üstün görünmek, gururlanmak, cömert veya cesur veya fedekâr olduğunu göstermek veya hür olmak sevgisi ve bunlara benzer hususları kapsar. Fakat ruhanî düşünce çok güçlüdür. Çünkü Allah'tan güç alır, O'na dayanır ve sırf Onun rızasnıı elde etmek için olur. Maddî düşünce veya manevî düşünce dar ve bencildir. Ayrıca geçici bir güce sahiptir.

Müslümanlar, kendilerinde ruhanî güç potansiyel güç halinde olduğu için bu gücü kavrayınca kendilerine maddî bir güç kazandırıp Hilâfet Devleti'ni kurmak ve dünyayı fethetmek için kendilerini harekete geçirecektir. Kâfirlerin bunu engellemek için harcadıkları bütün çabalar ve yaptıkları bütün konferanslar boşa çıkacaktır.

 "Ey iman edenler! Eğer Allah'a (Dinine) yardım ederseniz,size yardım eder ve size sehatlık verir. Kâfirler için huzursuzluk ve bedbahtlık var. Onların amelleri boşa çıkacaktır. Çünkü onlar Allah'ın indirdiklerinden nefret ettiler, bu şekilde amelleri suya düştü. Onlar kendilerinden öncekilerin sonlarını görmek için yeryüzünde araştırma yapmak için yürümüyorlar mı? Allah, önceki kâfirlerin başına yıkım getirip onları yok etti. Şimdiki kâfirler için aynı sonuç hazırladı. Çünkü Allah mü'minlerin dostu ve yardımcısıdır. Kâfirlerin dostu ve yardımcısı yoktur." (Muhammed : 7-11) 


2 yorum:

  1. "Ey iman edenler! Eğer Allah'a (Dinine) yardım ederseniz,size yardım eder ve size sehatlık verir. Kâfirler için huzursuzluk ve bedbahtlık var. Onların amelleri boşa çıkacaktır. Çünkü onlar Allah'ın indirdiklerinden nefret ettiler, bu şekilde amelleri suya düştü. Onlar kendilerinden öncekilerin sonlarını görmek için yeryüzünde araştırma yapmak için yürümüyorlar mı? Allah, önceki kâfirlerin başına yıkım getirip onları yok etti. Şimdiki kâfirler için aynı sonuç hazırladı. Çünkü Allah mü'minlerin dostu ve yardımcısıdır. Kâfirlerin dostu ve yardımcısı yoktur." (Muhammed : 7-11)

    YanıtlaSil
  2. İslâm Hilâfet Devleti yok olunca hayat sahnesinden uzaklaşmıştır. Fakat bütün müslümanlar ve İslâm'a hizmet etmek için kurulan İslâmî teşkilatlar nezdinde İslâm ruhanî bir güç olarak devam etmiştir. Lâkin bu ruhanî gücün maddî bir güce dönüşmesi gerekir ki İslâm, hayat sahasında bir güç ve bir sistem haline gelebilsin. Bu husus gerçekleşmez ise, hiç bir zaman İslâm hayat vakıasında bulunmaz, hayattan uzak kalacak ve onun hayat sahasında var olacağına dair istek, bir temenni ve bir rüya olarak devam edecektir.

    Ruhanî güç maddî güce dönüşünce, içeride ve dışarıda karşıt büyük güçler ve küçük güçler bunun muvacehesinde bulunacaklar. Siyaset ve din alanlarında saptırıcı ve aldatıcı kimseler buna karşı bir hamle düzenleyecekler. Ayrıca topluma ve insanların beyinlerine egemenliğini sağlamış olan küfür fikirlerinin güçleri buna karşı hemen harekete geçecektir. Bütün bunlar çatışmak için gerekli olan tüm araçlara sahip olan birer maddî güçlerdir. Bunların arkasında kâfir sömürgeci güçler durmaktadır. Hatta bütün tamahkâr kâfir devletler onların yanındadır. Bu nedenle ruhanî gücün maddî güce dönüşmesinin zaruretini ve ehemmiyetini idrak etmemiz gerekir. Fakat önce bunun manasını kavramak lazım.

    Bir takım İslâmî kitleler ve müslümanlardan bazı şikayetler, İslâm'ın ruhanî güçten maddî güce dönüşmesini sağlamak için bazı teşebbüslerde bulundular. Maalesef başarısız oldular. Çünkü bu dönüşme operasyonunun adamlar ve araçlar gibi elle tutulur maddî güçleri hazırlamakla gerçekleşeceğini zannettiler. Yine makam ve otorite sahihlerinden yardım almakla gerçekleşeceğini sandılar. Üstelik zorluğu ve meşakkatleri aşma konusunda sebatlık göstermediler. Bundan dolayı İslâm, sırf ruhanî bir güç olarak sürmüştür.

    Şu anda bazı samimî iradeli ve İslâm'a tam bağlı olan İslâmî hizipler, ruhanî gücü maddî güce dönüştürme çabasındadır. Çünkü ümmette mevcut olup depo edilmiş ve potansiyel güç olarak bulunan ruhanî gücü müslümanlara kavratmak için son çaba sarfetmektedir. Müslümanlar kendilerinde mevcut olan bu ruhanî gücü tam kavrarlarsa bu güç maddî güç olur.

    Buna göre bu İslâmî hizipler bu çalışmadan dolayı kendilerine dokunacak tehlikelerin farkındadırlar. Böylece kendilerinin büyük ve çok güçlerin saldırılarına maruz kaldıklarını idrak ederler. Bu nedenle meşakkat ve zorlukların artması ve yükün daha fazla ağır gelmesi doğaldır. Bu hiziplerin gençleri, bu durumu pratik şekilde idrak edip mücadelenin bütün maksatları ve zorluklarına katlanmalılar.

    Şüphesiz ki bu hiziplerin benimsedikleri ruhanî gücün düşüncesini pratik şekilde kavrayıp mensuplarında yerleşince, ruhanî güç maddî güce dönüşmeye başlamıştır. Bu sebeble içerideki karşıt maddî güçler bunu hissetmeye başlamış ve böylece kendilerine savunmak için ciddî tedbirler almaya başlamıştır.

    YanıtlaSil